Sürdürülebilir Beslenme: Dengeleme, Adaptasyon, Kilo Koruma
“Önemli olan kişinin sürdürülebilir bir beslenme programına sahip olması. Miktar ve sıklık ayarlandığı sürece kişi, istediği her besini tüketebilir.”
Kılıç
1 Temmuz Pazartesi günü, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde, EKİP projesi üyelerine sağlıklı beslenme hakkında bilgiler veren Zeki Kılıç’la beslenme uzmanlığı hizmeti üzerine konuştuk.
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun olan Zeki Kılıç, üç yıl önce Ümraniye’de kurduğu ofisinde, bireysel ve kurumsal beslenme danışmanlığı vermeye devam ediyor. Bütünsel bir yaklaşımla çalıştığını belirten Kılıç, temel misyonunun ‘farkındalık’ olduğunu söylüyor.
Zeki Kılıç, danışanlarının sadece beslenmesiyle değil, fiziksel aktivitesi ve ruhsal durumuyla da ilgileniyor. Her bir danışanına hangi besinlerin iyi geldiğini ve danışanlarının ideal kilosunu belirliyor. Belirledikleri kilo hedefine giderken de alışılan yöntemlerden farklı bir şekilde çalışıyor: “Normalde kişiler düşük kalorili diyetlerle zayıflar, on, yirmi kilo verirler. Fakat 1000-1300 kalorili diyetlerle verdikleri bu kiloları geri aldıklarını ve hiçbirinin sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Kişi diyeti bırakıp ‘gerçek hayata’ döndüğünde, dışarıda bir cheesecake, iskender yediğinde 1000 kaloriyi yani normalde diyette bir günde aldığı kaloriyi tek öğünde alıyor. Bu yüzden biz bu sistemi kullanmıyoruz. Kişiyle, bir dengeleme programıyla başlıyoruz. Ardından adaptasyon programı ve en sonunda ise kilo koruma evresi var. Dengelemede düşük kaloriyle başlıyoruz. Kilo alan ya da veremeyen birinin vücudu iyi çalışmıyor yani yüksek kaloriyi harcayamıyor demektir. Bu yüzden 1000-1300 kaloriyle başlıyor fakat kilo koruma evresine geçerken kaloriyi arttırıyor, içeriği de değiştiriyoruz. Örneğin dengeleme haftasında çok makarna, çok karbonhidrat yoktur. Yavaş yavaş makarnayı, pizzayı da hatta yolun sonuna geldiğimizde kişi alkol tüketiyorsa onu da ekliyor, adaptasyon geçişlerini çok iyi ayarlıyoruz.”
Kılıç, 65 kilodan 55 kiloya düşmek isteyen bir danışanının hedefine ulaştığında sadece kilo vermediğini, vücudunun, örneğin 2000 kaloriyi tüketmeyi ve onunla kilo almamayı öğrendiğini belirtiyor. 2000 kalorinin içine pizza ve makarna bile dahil. Önemli olan yolun sonuna gelen kişinin sürdürülebilir bir beslenme programına sahip olması. Miktar ve sıklık ayarlandığı sürece kişinin istediği her besini tüketebileceğinin altını her fırsatta çiziyor: “Normalde klasik diyetlerde kişi o hafta kilo veremediyse programdan bir dilim ekmek daha çıkarılır. Bana soruyorlar: ‘Nasıl oluyor da siz bunların tam tersi, çıkarma değil de ekleme yaparak devam ediyorsunuz?’ diyorlar. Vücut bir makinedir ve biz onun ihtiyaçlarını karşıladıkça daha iyi çalışmaya başlar. O iyi çalıştıkça da bizim karşılığını vermemiz gerekir. Örneğin kişi hareket etmeye başladığında, 5000 yerine 10000 adım attığında, metabolizması yüzde 10 yükselir. Yani 1000 kalori tüketen o vücuda artık 1100 kalori gerekir. Su da çok önemlidir. Vücudun çalışması yüzde 60 sıvı sayesinde olur. Su içtiğimizde metabolizmamıza yansıması ise yüzde 30 oranındadır.”
Zeki Kılıç danışanlarını harekete teşvik ediyor. Önemli olanın sadece beslenme olmadığını, kişinin fiziksel aktivitesine ve ruhsal durumuna da dikkat etmesi gerektiğini söylüyor. Vücudun ruhla, zihinle ve kalple hareket ettiğini, kişinin ruh halinin ve uyku durumunun da çok önemli olduğunu özellikle belirtiyor.
EKİP üyeleri olarak yorumlarımızla katkı yapıp sorularımızı da sorduğumuz Kılıç’ın sunumunu ilgiyle dinledik. Ardından Kılıç’a EKİP hakkındaki fikirlerini sorduğumuzda, Türk mutfağının çok sağlıklı olduğunu fakat artık evlerinde yemek pişirenlerin sayısının azaldığını, özellikle de kuru baklagillerin tüketiminde düşüş olduğunu belirtti. Bu anlamda projemizin fikrini çok güzel bulan Kılıç, sürdürülebilir gıda politikalarında eksiklik olduğunu dolayısıyla da EKİP’in yaptığı bu başlangıcın büyüyerek ve başarıyla devam etmesini temenni ettiğini söyledi.
Zeki Kılıç’a son derece bilgilendirici sunumu ve sohbeti için EKİP olarak çok teşekkür ederiz.